15 Nisan 2009 Çarşamba



Doksanlar'dan sonra;kurtuluş savaşı yıllarını,bilinçli olarak karalama ve yoksayma politakaları izlenmiştir.Ata ve Türk'ten oluşan ismi ile ATATÜRK Türklerin atası anlamını taşımaktadır.Bu isim bile ATATÜRK'ün anlamı ve önemini kavramamıza,yeterli olduğu halde, karga kovalaması,içmesi, cami hocasından dayak yiyip dini kabul etmediği yalanı onu bu ülkenin namus haysiyet ve şerefini ayaklar altından kurtardığı doğrusunu,gölgeleyemiyecektir.12 yaşlarında bir çocuğa ATATÜRK sorulduğunda en azından babamın kim olduğunu biliyorum onun sayesinde cevabı ona saldıran insanların neyin farkında olması gerektiğini, çok açık anlatmaktadır.

17 Mart 2009 Salı


Parca 1 - Farid Fariad


Kelimeler anlamsız kalıyor.
Bir düğüm atılıyor,boğazıma
Sus konuşma,diyorum.
Gözyaşlarım herşeyin tarifesi oluyor.
yazmakla,yazmamak arası gidip geliyorum.

5 Mart 2009 Perşembe

Rızaya kızıyordun.Gitti diye.
Bizde sana kızıyoruz.
şimdi kim bizi efkarlandıracak
şimdi kim bize rakı içerecek
kim bizi sevdalara yolculuycak
bizi öksüz bıraktın..
Güle güle güzel gözlü
Yüreği biyük şair.
Sende binip gittin,o meçhul gemiye.
Güle güle....





yusuf hayaloglu

2 Mart 2009 Pazartesi

Bazen duygularımızı ifade etmek de zorlanırız.Bunu ya bir fotoğraf karesinde yada bir şarkıda yakalarız.susduğum anlardan birisi..:)







Buyume Cocuk - Melike Demirag

28 Şubat 2009 Cumartesi


HOÞGELDÝN KADINIM - HASAN YUKSELIR



HOŞ GELDİN KADINIM BENİM

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

Nazım Hikmet

17 Şubat 2009 Salı

CANIM KIZIM.CEREN GÖZLÜM.HER NE KADAR AYRI OLSAKDA SENİN İÇİN ATAN BİR KALP VAR.SENİ ÇOK SEVİYORUM VE BİLİYORUM Kİ YAKINDIR GÜZEL GÜNLER...:)














Omur Goz (Gulay) - Seyduna Turkuleri 2

TUNA - HASAN YUKSELIR

27 Ocak 2009 Salı


Mavi Gözlü Dev - Hasan Yükselir




ÜLKEMİN GÜZEL İNSANI...

O MAVİ GÖZLÜ BİR DEVDİ

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi
.Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliiihanımeliaçan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler içinhazırlanmıştı ki devin,yapamazdı yapısını,çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiiihanımeliaçan evin.
O mavi gözlü bir devdi
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadınyoruldu devin büyük yolunda
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde
ebruliiiihanımeliaçan eve.
Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,dev gi
bi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiiihanımeliaçan ev..

NAZIM HİKMET...

24 Ocak 2009 Cumartesi

Altı yaşına geldiği zaman, Hindistan’ın ikliminin İngiliz çocuklarının sağlığına iyi gelmeyeceğini düşünen anne ve babası onu İngiltere’de yaşayan bir ailenin yanına gönderdi.
Küçük Kipling'in bu ailenin yanında geçirdiği altı yıl, bedensel ve zihinsel baskılarla doluydu. Sonunda gerçek anne ve babası onu bu eziyetli yaşamdan kurtarıp, Devon'daki bir yatılı okula gönderdi.
İlk tahsilini İngiltere'de yaptıktan sonra Hindistan'a döndü. Lahor'da gazeteciliğe başlayıp, genç yaşta yazıları ile kendini kabul ettirdi. 1889'da İngiltere'ye dönüp Londra'ya yerleşti. İngiliz dilini ustalıkla kullanması, Hindistan'daki hayatı yazılarında konu alması, romantizmle, realizmi birleştirmeyi başarması ona 1907 yılındaki Nobel Edebiyat Ödülünü kazandırdı. İki kez şövalyelik ödülüne layık görüldüğü halde kabul etmedi.

Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğüve bunun sebebini senden bildikleri zamansen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen;Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenirve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen;Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsanveya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen;Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan,Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen,Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşırve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen;Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafındanahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görürve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen;Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilirve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;ve kaybedip yeniden başlayabilirve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen;Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bileişine yaramaya zorlayabilirsenve kendinde 'dayan' diyen bir iradedenbaşka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen;Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen;Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse;Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen;Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,altmış saniyede koşarak doldurabilirsen;Yeryüzü ve üstündekiler senindirVe dahasısen bir İNSAN olursun oğlum...

RUDYARD KIPLING